İslam özelinde Müslümanlar kendi kimlik ve inanışlarına göre yaşamanın nasıl zor olduğunu anlatmakla yetiniyor. Bizler dünya hayatının sadece ve sadece bir imtihan yeri olduğunu unutuyoruz. Yapmamız gerekenin Allah (cc)’ın emir ve yasaklarına azami derecede uymak her nedense es geçiyoruz. Yaptıklarımızın yada yapacağımız davranışların sonucuna odaklanarak maalesef asıl amacımızın dışına çıkıyoruz. Buna en güzel örneğin FETÖ yapılanmasının devlet kademelerine gelebilmek için İslam’ın birçok değişmez kaidesine karşı taviz vermeleri gösterilebilir. Onların bu tavizleri sonucu devletin belirli mevkilerine gelerek Müslümanca bir düzenin kurulabileceğine olan inançlarından kaynaklanmaktadır. Ancak Rabbimiz biz Müslümanlara zaferi değil seferi emretmiştir. Yani Rabbimiz bizden sonuç değil hedefe yürümemizi beklemektedir. Ülkemizde bir İslam Hukuk sistemi yok ancak bizim üzerimize düşen Müslümanca tavır almamızı engelleyen bir durumda yoktur. Yakın zamanda İstanbul’da sapkın bir topluluk yasal olarak engellenemeyecek bir yürüyüş yapmayı planlamış ancak, bu ülkenin ferasetli gençleri bu organizasyona dur demiştir. Ülke olarak böyle sapkın düşüncelerin yayılmasını engellemek için ayağa kalkmamız gereken bir konuda maalesef ki küçük bir genç grubu sesini yükseltebilmiştir. Peki Müslümanları bu sapkınlığa karşı koyma cesareti veremeyen şey nedir. Müslümanların gaflet içerisinde bulunmalarıdır. Rabbim bizleri feraset sahibi dinine sahip çıkan kullarından eylesin…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Pin It on Pinterest